basının
sorunlarının bir an önce yasal düzenlemeler ile çözüme kavuşturulması
gerektiğini ifade etti.
Özdemir açıklamasında, “Yaşadığımız sorunlar nedeniyle ‘bayram’ değil ‘dayanışma günü’ olarak kutladığımız ‘10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’ vesilesiyle, çözüm bekleyen sorunlarımızı kamuoyuyla paylaşmak istiyoruz. Çünkü sektörümüzde yaşanan sorunların bir an önce çözümlenmesi, sürekli itibar kaybeden mesleğimizin gelişmesi açısından büyük önem taşımaktadır.
Öncelikle, Koronavirüs salgınının ağır baskısı altında görev yapan meslektaşlarımızın ve çalıştıkları medya kuruluşlarının, halkın haber alma özgürlüğü adına bugüne kadar gösterdikleri fedakârca çabalara içtenlikle teşekkür ediyorum.
Arkadaşlarımız, canlarını, sağlıklarını riske ederek sahada haber uğruna özveriyle görevlerini yerine getirmekteler. Süreç içinde binin üzerinde meslektaşımız koronavirüse yakalanarak tedavi görürken, ne yazık ki ülkemizde 20 meslektaşımız, 56 ülkede 489 medya çalışanı görevi başında koronavirüs sonucu yaşamını yitirdi. Bu gerçekler ışığında, gazetecilik mesleğinin riskleri göz önüne alınarak, aşılamada basın mensuplarının “öncelikli meslek grupları” arasına alınmasını bekliyoruz.
Öte
yandan, her fırsatta sürekli vurguladığımız gibi sektörümüz kapsamlı bir
değişime, yenilenmeye ihtiyaç duymaktadır. Bunun çözümü “yeni yasal
düzenlemelerin yapılmasından” geçmektedir. Basın özgürlüğünden basında çalışma
koşullarına, internet yasasından mesleki standartlara ve yıpranma hakkından
yararlanmada basın kartı şartının kaldırılmasına kadar bir dizi düzenleme,
geniş katılımlı çalıştaylar dizisi ile belirlenmeli ve zaman geçirilmeden
yasalaşmalıdır.
Meslektaşlarımız,
meslek onurlarını korumak adına mücadele etse de, yasal boşluktan yararlanan
çıkarcıların sektörde boy göstermesine engel olamamaktadır. Bu nedenle basın
sektöründe öncelikli olarak mesleki düzenleme yapılmalıdır.
10
Ocak 1961, basında çalışanların haklarına ilişkin 212 sayılı yasanın
uygulanmaya başlandığı gündür. Bu yasa, basın emekçilerinin sigortalı
çalışmasını, işten çıkarılmaları durumunda ihbar ve kıdem tazminatlarının
ödenmesini, yıllık ve haftalık olmak üzere belirlenen tarihlerde izin
yapmalarını ve belki en önemlisi de gazetecilik faaliyetlerini özgürce
yürütmelerini güvenceye bağlamaktaydı.
Ancak
günümüzde meslektaşlarımız çalışma ve yaşama koşulları ile mesleki
yeteneklerini geliştirme ve mesleklerini özgürce yapma olanakları bakımından 10
Ocak 1961’den daha iyi haklara sahip değildirler. Bu nedenle meslektaşlarımız
açısından bir bayramdan da söz edemeyiz. Hep tekrarladığımız gibi 10 Ocak’lar
ve 24 Temmuz’lar bizim için bayram günü değil, dayanışma günleridir.
.
Yazarlar
Resim Galerisinden