1 kuruşun uzunluğuna denk gelen balığın boyu 15 milimetre.
İzmir Katip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Su Ürünleri Fakültesi
Dekanı Prof. Dr. Semih Ergin ve Araştırma Görevlisi Dilruba Seyhan Öztürk,
Akdeniz ve Avrupa kıtasının en küçük balığı ve en küçük omurgalı canlısı olan
‘nano balığın’ keşfini gerçekleştirerek gurur yaşattı. Bilimsel adı
Pomatoschistus Nanus olan balığın 14-15 milimetre olarak ölçülen boyu, 1
kuruşun uzunluğuna denk geliyor. Kaya balıkları grubuna giren ‘nano balığının’
doğadaki rolleri, diğer balıkların yem balığı olmak. ‘Nano balık’, besin
zincirinde önemli bir bağı tamamlayarak ekolojik dengede önem arz ediyor. 2016
yılında keşfedilen Pomatoschistus Nanus, geçen eylül ayında da Avrupa’da yayın
yapan önemli bir bilim dergisinde yayınlanarak dünyaya tanıtıldı.
“En uzun boy 15,9 milimetre olarak kayda geçti”
1 kuruş büyüklüğündeki balığın, Akdeniz ülkeleri arasında
ilk kez kullanılan kapalı devre dalış sistemi ile keşfedildiğini kaydeden İKÇÜ
Su Ürünleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Semih Ergin, “Çalışmalarımız,
Karadeniz’den Akdeniz’e tüm Türkiye kıyılarını kapsıyor. Bu balığın keşfi
Akdeniz kıyılarında gerçekleşti. Geçen yılki su altı çalışmalarımızda bu
balığın yaşam alanını tespit ettik. Laboratuvar ortamında diğer çalışmaları da
tamamladıktan sonra balığın bilim dünyası için son derece ilginç bir bulgu
olduğunu belirledik. Bu balık, Akdeniz gibi dünyanın en çok araştırılmış bir su
ortamında keşfedildi. Balığın küçük boyutlu oluşu en önemli özelliği. Yaklaşık
14-15 milimetre boyda üreme özelliğine ulaşıyor. Çalışmalarımızda
ölçebildiğimiz en uzun boy 15,9 milimetre olarak kayda geçti. Balık Akdeniz ve
Avrupa kıtasının en küçük balığı ve en küçük omurgalı canlısı olma özelliğini
taşıyor” dedi.
Keşfettikleri balığa isim verdiler
Akdeniz’in 250 yıldır araştırılan bir deniz ortamı olduğunu
vurgulayan Prof. Dr. Ergin, “Kapalı dalış sistemini Akdeniz ülkeleri arasında ilk
kez kullandık. Bu sayede daha uzun sürede ve daha sağlıklı dalış yaptık. Bu
sistemle, daha derinde daha küçük organizmaları tespit etme şansınız oluyor.
Çalışmamızı tamamen kendi üniversitemizin imkanları ile tamamladık. Çalışmayı
kendi doktora öğrencimle birlikte yürüttük. Bu sebeple öz bir gurur ve
mutluluğumuz var. Balığın isimlendirmesini de biz yaparak bilim dünyasını
tanıttık. Keşfimiz, Avrupa’da yayın yapan saygın bir bilim dergisinde
yayınlandı. Dergide yayınlandıktan sonra bilim dünyasında birçok bilim insanı
bizimle temasa geçti, çalışmamız hakkında bilgi aldı. Onların ilgileri bizi de
mutlu etti” diye konuştu.
Kapalı dalış sistemi ile keşfedildi
Çalışmayı tamamen İKÇÜ’nün kendi imkanlarıyla yürüttüklerini
belirten Prof. Dr. Ergin, uluslararası rekabet gücümüzün artması için TUBİTAK
gibi kurumların desteğine ihtiyaçları olduğunu ifade etti. 'Nano balığın'
keşfinin kendilerini son derece heyecanlandırdığını dile getiren Prof. Dr.
Ergin, şöyle konuştu:
“Dalış sırasında olmaması gereken bir derinlikte bu balığı
gördüğümde farklı bir balık türü olabileceğimi düşündüm. Bu keşif bizi son
derece heyecanlandırdı. Çalışmalarımız devam edecek. Diğer ülkelerden deniz
bilimciler de benzer konularda çalışıyorlar ama biz kullandığımız yeni dalış
teknolojileri konusunda daha avantajlıyız. Bu bizi uluslararası mecrada ön
plana çıkarıyor.”
“Olumsuzluklarla karşılaşıyoruz”
Su altı araştırmalarında değişik olumsuzluklarla karşılaştıklarını da belirten Prof. Dr. Ergin, aşırı avcılık ve kirlilikle ilgili sorunların, biyo çeşitliliği engellediği gibi dolaylı olarak balıkçılığı ve ekonomiyi de etkilediğini söyledi. Prof. Dr. Ergin, bu sorunların insan kaynaklı olumsuzluklar olduğunu kaydederek çalışmalarını olumsuz etkilediğini ifade etti.
Yazarlar
Resim Galerisinden